9 Temmuz 2018 Pazartesi

NEDEN İSLAMI SEÇİYORLAR / PROF. ALİ KÖSE

Psikolojik olarak dolaylı tebliğ yöntemi kişi için rahat, belirli bir kimseyle herhangi bir çatışmaya yol açmayacak bir metottur. Diğer taraftan da iyi bir Müslüman'ın çevresinde sosyal sempati oluşturmaktan öteye gidememe riski vardır. Çevresi o kimseyi iyi bir komşu, iyi davranışlı bir insan olarak görebilir ve bunu yabancı bir kültüre atfetmekle yetinebilir. Bunun için doğrudan tebliği savunanlar neticede enetelktüel bir etkileşimin mutlaka olması gerektiğini ve İslam'ın doktrinlerinin tanıtılmasının şart olduğunu vurgular.

James "Mesela, bir pazar sabahı kiliseye çok duygusal bir şekilde gideceksin, fakat ayrıldığın zaman hafta boyunca senin bu duygunu devam ettirecek hiçbir şey olmayacak. Bir rehber bulunmayacak. Daha mutlak ve kamil bir şey olmalıydı. Tanrı insnı yalnızca İncil'e bırakamazdı. Çünkü İncil net dğeildi, bundan öte bir şeyler olmalıydı."

Sarah "Ben Hıristiyanlığı sadece bir din olrak görüyorum, oysa anladığım kadarıyla İslam hayatın tümüdür, sizin yaşayış şeklinizdir. Bu, Hıristiyanlık'tan çok farklı bir yaklaşımdır. Mesela hem Hıristiyan olduğunuzu söyleyiğ hem de neredeyse istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz. Ama eğer Müslümansanız sınırlarınız olmak zorunda.

Bir mühtedi "Bizim toplumumuzda kilise varlığını sürdürebilmek için taviz vermeye her zaman hazırdır. Bir örnek vermek gerekirse, kilise cinsel ilişkilerin yalnızca evlendikten sonra başlaması gerektiğini söyler. Fakat eşi olacak kişinin cinsel yönden kendisine uygun olup olmadığını denemeden evlenmek isteyenlerin sayısı çok azdır. Papazlar da bir iki dua ile günah çıkartarak bu işi yapan kimseyi affetmeye çoktan hazırdırlar.

70 mühtedi ile bazen saatlerce süren sohbetlerimiz esnasında hiçbir mühtedi, Müslüman olmakla eski Hıristiyanlık günlerine göre ahiret hayatını kazanmada önemli bir adım attığını söz konusu etmemiştir. Yani "Ben Hıristiyan kalsaydım veya İslam'ı tanımasaydım ahiret hayatım mahvolacaktı, iyi ki İslam'ı buldum" fikrini çağrıştıran ifadeler mühtediler tarafından kullanılmamıştır. Bu, her ne kadar onların böyle düşündüklerini ispat anlamına gelmiyor ise de, kendi tecrübelerini bu açıdan değerlendirmedikleirni, kendi ifadeleri ile İslam'a girmelerini "doğru yolu" , "bir hayat biçimini", "hayatın anlamını", "tutarlı bir inanç ve ahlak sistemini" bulma biiçiminde değerlendirdiklerini, ceza yada mükafat boyutunda yoğunlaşmadıklarını gösterir.

George "Ben zikri bir temizlenme metodu olarak görüyorum. İçinde sigara içilen bir oda düşünün. Odaya girip oturuyorsunuz. Koku üzerinize siniyor ve bu kokudan temizlenme ihtiyacı hissediyorsunuz. Bana göre bu dünyada günlük hayatınız, çalışmanız v.b. sizi bu hale getiriyor. Dünya, yani günlük hayat sizin de içinde ulunduğunuz sigara dumanıyla dolu bir oda gibi. İşte zikir, insanı hayatın kokusundan, dumanından temizliyor."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder