6 Aralık 2015 Pazar

YÜREK DEVLETİ / MUSTAFA İSLAMOĞLU

Kitap, bazı tipler için  okunup üretilecek bir kaynak değil, okunup tüketilecek bir metadır. Bu anlayışta kişi kaç kitap okumuşsa o kadar insandır. En son ne düşündüğünü bilmek istiyorsanız, son okuduğu kitabın adını sorun, kafi.

Gecesini diriltemeyenin gündüzü de ölmüştür. Gündüzün yiğidi olmak, gecenin abidi olmaktan geçer.

"Din bir vicdan işidir." sloganıyla yola çıkan iman düşmanları kültürleriyle, eğitimleriyle, medyalarıyla, şeytanca oyunlarıyla koca bir devri Alladdin'in lambasına geri sokmayı başarabilmişlerdir.

Gerçek aşkı tanımayanlar ili kişilik divaneliklerin adını aşk koymakta ısrarlıdırlar. Bu durum psiko patolojik bir vakadır. Aslında tutku olan bu tip aşklar çoğunlukla yalnızlığı yüksek dozda yaşayan fertlerde görülür. Bu tipler çektikleri aşırı yalnızlığı hafifleten birini buldukları zaman ilk anda kronik yalnızlıklarını hafifleten o kişiye karşı duydukları minnet hissini aşk zannederler.

Bu toplum dünyayı bir yörüngeye sokabilir, aya ulaşabilir, ama iki insan için birbirini boğazlama isteği duymadan bir hafta süreyle birbirleriyle uyum içinde yaşamanın yolunu henüz bulamadı.

Sevgi sorumluluk ister, onu korumak ve kollamak insana bir takım ek yükümlülükler getirir. Yani engin bir sabır işidir sevgi. Sorumluluk en fazla eşler arasındaki sevginin çimentosudur. O giderse aile binası ikisinin de başına yıkılacaktır. Sevdiğini nesneleştirmekten kaçınabilen çok az insan vardır. Sevilenin nesneleştirilmesinin en etkili tedbiri saygıdır. Çünkü insan bir nesneyi sevebilir, fakat bir nesneye saygı duyamaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder