İnsan ne zaman ki Allah-u Teala ile alakasını kesse o andan itibaren şeytanla beraber olmaya başlar.
Gerçek mücahid, Allah'a itaat hususunda nefsiyle cihad eden kişidir.
En değerli hicret hangisidir diye sorulduğunda Peygamber(s.a.v.) "Allah'ın hoşuna gitmeyecek şeyleri terk etmektir."buyurdu.
Ev işlerimizde, şehirde, okulda, pazarda, parlamentoda, hükümette, mahkemede, sivil idarede, askeriyede, polisiyede, savaş alanında ve barış görüşmelerinde Allah'a ve O'nun rehberliğine ihtiyaç duymayacaksak bunlara başka nerede ihtiyacımız olacak? Hayatımızın hiçbir alanında bize rehberlik etmeyecek, hiçbir meselede emirleri uygulanmayacak, akla ve mantığa uygun düşmeyecek haşa saçma bir Allah'a neden inanalım ve ibadet edelim?
..."ahirette belki kurtuluşa ererim" düşüncesiyle bütün dikkatini önemsiz ve şekli dini amellere sarf eder. Kutsal sohbet, gayb bilgisi, ilhamlar, uzun süre nefsi kısıtlama ile gayba vakıf olma, kutsal dua ibarelerini tekrarlayarak kemale erme, uluları ziyaret...
Allah olabilir veya olmayabilir ama O'na itaat etmek mecburiyetinde değildir, O'nun rehberliğie ihtiyacı yoktur. O'nun önünde yaptıklarının hesabını vermeyecektir. Bu hayattan başka insanların amellerinin meyvesini göreceği başka bir hayat yoktur. İnsan tümüyle serbesttir, bilgisinin, tecrübesinin ve ihtiyaçlarının ışığında kendi yolunu bulmak zorundadır. Hayatın gayesi, bu dünyada refaha ulaşmaktır. (Kapitalizm ve komünizm hakkında)
Ulema sınıfının fakir ve güçsüzlere kaşrı dini hassasiyetleri o kadar keskindir ki, nafile ibadetlerin en ufak detaylarındaki hataları dahi affetmezler ve bunun için büyük kargaşalıklar çıkarırlar. Fakat zengin ve güçlü kişilere karşı hemen bir uzlaşmacı şahsiyet oluverirler. Sadece ayrıntılarda değil, büyük meselelerde bile 'patronları' için çıkış yolları bulurlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder