24 Mart 2016 Perşembe

POSTMODERN DÜNYADA KIBLEYİ BULMAK / T.J. WINTER

Londra'daki Binyıl Kubbesi gibi ironik ve insancıl projelere göz gezdirirken, insan kutlanmakta olanın Mesih değil de, yan yana duran anlamsız üç sıfır olduğuna ikna olmuş hale geliyor. 

Şunu sormalıyız: İslam dünyasının çekirdek bölgesindeki dini uyanış hareketlerine liderlik yapanların kaçı, moderniteyi temellendiren fikirleri gerçekten doğru olarak bilmektedir? Yapıslacılık, postmodernizm, analitik felsefe eleştirel teori ve diğerleri onlar için kapalı kitaplardır. Onlar bunun yerine "Uluslararası Siyonist Mason Entrikası"veya"Yeni Haçlı İstilası" yada buna benzer kuruntuları mırıldanıyorlar. 

...ailenin günahların en temeli olan bencilikle yıkılmış olmasının yasını tutuyorlar. Kimse bir feragatte bulunmak istemiyor. Kişisel özgürlük putuna boyun eğerek, hepimiz, haklarımız için yaygara koparıp görevlerimizi es geçiyoruz. 

Diyalog liberalleşmiş ve izafileşen gelenekler arasında daha başarılı olmayacak, bilakis en başarılı diyalog kutsal metinleri referans alan muhafazakar müminler arasında olacaktır. 1994'te Kahire Nüfus Konferansı'nda en başarılı kültürler arası işbirliği en muhafazakar iki grup, Müslümanlar ve Vatikan temsilcileri arasındaydı. 

Peygamber dedi ki: Kadınlar akıl adamları ve kalp sahiplerine hükmederler, ama cahil insanlar kadına hükmederler. (Hz. Mevlana)

...bugün birçok ev, evden çok yatakhaneye dönüşmüş durumdadır. Öğün vakitleri rastgeledir, öğünler ise konserve türü hazır yemeklere kaymıştır, anne babalar enerjilerini tükettiklerinden çocuklarıyla 'nitelikli zaman' harcayamaz hale gelmişler, dahası eve ve birbirlerine aidiyet hisleri de hazin bir şekilde zayıflamıştır. Çocuklar da evi terk ettiklerinde artık eskisi gibi kendilerini pek bir şeyi terk etmiş gibi hissetmiyorlar. 

Modern okul düzeni, gerçeklerin oldukça sade telkinlerine aykırı biçimde, çocuğu eğitme ve bir türlü kültür aşılama işini anne ve babalardan ziyade okul öğretmenlerine yükleyen bir kültür için dizayn edilmiştir.  ...bu ülkedeki Müslüman çocukların üçüncü bir ebeveyni vardır: Eğitim Bakanlığı.

...insanlar genel olarak öfkeyle kaleme alınmış küçük bir broşürü okumakla duymazlar. Onlar tanıdıkları Müslümanlara dair kişisel tecrübeleri vasıtasıyla hidayete ererler. Bu çok büyük bir oranda iş yerinde cereyan eder. Diğer sosyal zeminler bize kapalıdır: birahaneler, plajlar, partiler...Fakat iş yeri Müslümanlar olarak fark edilecek ve değerlendirecek olduğumuz asıl ortamdır.

Dikkatimizi hiç vermediğimiz çevre de, kendisiyle alakalı günahlarımız için vukuu yakınlaşan bir Hesap günüdür. Hal böyle iken, bizim aktivistlerimiz, ülkelerinde belki de içlerine doyasıya çekebilecekleri son nefeslerini alırlarken, ibadet sırasında elleri doğru şekilde bağlama veyahut sakalın olmaıs gereken uzunluğu üstüne rakip söylemlerini dillendiriyor olacaklar. Onların öncelikleri, saçmalıkları kadar sarsılmazdır.

Dini hareketler, sadece doktrinler ve kutsal metinlerden ibaret değildir. Aynı zamanda insan topluluklarının umutları ve korkuların da ifadesidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder