30 Mayıs 2016 Pazartesi

ÇEYİZ SANDIĞI/ EBRU TUAY ÜZÜMCÜ

Her şeyi tek başına yapabilmenin insanı güçlendirmekten ziyade yalnızlaştırdığını anladım. Kendimi tanıyıp anladıkça, insanlarla anlaşmak da kolaylaştı ve tabii kendimi hayatın akışına bırakınca aşık oldum.

Beklentilerinden bağımsız olarak birine onu tanımak için baktığında, ona kendisi olma hürriyeti de verirsin.

Bizim için mesele sadece bir yerden bir yere gitmek değildi. Mesele beraberce bir maceraya ortak olmaktı. Her anın keyfini çıkardırk. Yolculuk çok mu rahattı, çok mu keyifliydi? Hayır! Biz onu o hale getirmeyi seçtik. Beraber oyunlar oynayarak, sohbet ederek pek güzel zaman geçirdik. Eşinle beraber eğlenebilmek çok önemlidir. Yani arkadaşlık olmazsa eğer, o hayat çekilmez.

Ancak kendimden kurtulunca kendime varabileceğim gerçeği nihayet önümde aydınlanmıştı.

Önemli olan ona ne aldığın değil, ne verdiğin.(hediye için)

Sen kendini ne kadar iyi anlatırsan o da seni o kadar iyi bilir.

Başkalarının tecrübeleri değerli, insanın kendi tecrübeleri ise pahalıdır. (Emre Kongar)

...hep aynı şeyleri yapmaya devam ediyoruz ama durum değişsin diye bekliyoruz. Neden değişsin ki? Sen değiştirmezsen durum da değişmez tabi.

Sokaklardaki çocuklar yırtık pırtık üst başları ve kir içinde yüzleriyle ne kadar gülüyorlarsa, annelerinin korunaklı, ellerinden tutmuş, cici bici giyinmiş, itinayla taranan saçları kıyafetlerine uygun renkte tokalarla toplanmış çocukların çoğu da, öylesine donuk ve somurtkan bakıyorlardı etraflarına.

...işini aşırı ciddiye alanların, işkolik gibi yaşayanların çoğu özel hayatlarında mutsuz insanlardı.

Kendinden uzaklaşan insanlar mutsuz ve öfkeli olurlar.

Düzgün cevaplar alamayışımın, soruları düzgün sormayışımla ilgisi olabileceğini fark etmemiştim.

Herkesin derdi anlaşılmak olduğunda geriye anlayacak kim kalır?

Sen mutlu değilsen bir başkasını mutlu etmenin imkansız olduğunu anlarsın. Kendi mutluluğunu önemsemeden bir başkasını layıkıyla önemseyemez insan.

Evliliği hazır, dayalı döşeli bir ev gibi görüyorsun bazen, içine yerleşip oturacakmışsın gibi. Halbuki evlilik dediğin tuğlalar, çimentolar, camlar, kapılar demek. Tek tek taşıyacaksın, öreceksin, takacaksın, inşa edeceksin.

Yaşamda neye önem verir, neyi beslersek , onun hasatını topluyorduk.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder