7 Nisan 2016 Perşembe

DİKENLER / SEYYİD KUTUB

Ölüm hayat sofrasından dökülen kırıntıları toplayıp geçinmekten başka bir şey yapmıyor.  Biz, bizden başkaları için yani idealimiz için yaşadığımız zaman, hayatın çok uzun ve geniş olduğunu görürüz.

Ne farkı var hayalle gerçeğin? İkisi de aynı şekilde geçip gitmiyor mu? İkisi de insan, kalbinde yaşattığı, zihninde canlandırdığı ve hem ruhuna, hem de hayatına etki ettiğini gördüğü sürece...Ne farkı var hayalle gerçeğin? İkisi de gelip geçen bir tayf ve ruhun üzerine gölgesini serip sonra, fazla değil, birkaç saniye sonra his dünyasından uzaklaşıp gitmiyor mu? Kaybolup gidince bir daha görünmüyor...

Ölüm şu anda karşıma gelse bile katiyyen ürkmüyorum. Hayatta kalmam müyesser olsa yapmak istediğim daha birçok şeyler var. Eğer o yapacağım şeyler kalıcı şeyler ise muhakkak hayatiyetlerini sürdürecek ve ölüp gitmeyecektir.  Ben eminim ki yaşaması gerekli olan şeyler katiyyen ölüp gitmeye mahkum olmazlar.

Biz ruhen temiz, kalben daha iyi ,aklen daha zeki olduğumuzu kabul ederek insanlardan ayrıldığımız zaman, yaptığımız şey hiç de önemli değildir. Çünkü kendimiz için en kolay ve rahat olan yolu seçmiş oluruz. 

Gerçek büyüklük ise insanların arasına karışmak, onların yanlışlarını, eksikliklerini ve zaaflarını gücümüz yettiği nisbette hoşgörü, şefkat ruhuyla dolu olarak karşılayıp onları büyütebildiğimiz nispettedir bizim büyüklüğümüz. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder