13 Nisan 2016 Çarşamba

YENİŞEHİR'DE BİR ÖĞLE VAKTİ / SEVGİ SOYSAL

Tezgahtar en azından yeni evlilerle eski evlileri, nişanlıları, daha doğrusu para ödemeye yatkın olanla, para harcamayı engellemeye çalışanı ayırt etmeyi bilmeliydi kısaca.

Alıcılar, haklarının yendiğini anlamamaları gereken haklılardı.

-Zimmetine para geçirmek, bir memurun alcağı en doğru tavırdır. Devlet, sürekli olarak biz vatandaşların parasını zimmetine geçirmiyor mu? Bunu sezen ve gören biri, devletten şundan bundan gaspetmiş olduğu paranın pek ufak bir kısmını, aslında hakkını, kendi hakkı olmasa bile birçok insanın hakkını geri almış, fena mı? ben memur olmak inekliğine düşsem aynı şeyi yaparım. Sadece daha akıllı biçimde. Devletin parasını zimmetine geçirmek için ille muhasip olup sonra yakalanarak hapse düşmek gerekmez. Bak onun yerine müteahhitlik yaparsın. Bir ihaleye girer, sonra sevlete, üstüne aldığın işi iyice pahalıya mal edersin. Her şey usulüne göre olur. Her işin altında yüksek memurların imzaları olur. zimmetine para geçirmiş olan zavallı muhasebecinin suçunu tespit edip onu adaletin pençesine veren yüksek memurların. Üstüne üstlük çevrede akıllı işbilir adam diye saygı görürsün. Karın, benim aptal anam gibi kocasından utanmaz.

-Kitap cümleleri soyutlanmamalı. Onlar soyut başlangıçların sonucu olarak yazılmadılar, olaylar, durumlar, gerçeklerle oluştular. Onları gerçekler ve durumlarla olan kopmaz bağlantılarıyle geliştirebilirsin ancak. Yoksa somut sonuçları soyut başlangıçlara dönüştürmüş olursun.

Ali: "Biz canımızın istediğine, aklımızın kestiğine değil, olabilecek olana harcamalıyız gücümüz, olması mümkün olana . Mümkün olanı mümkün yapmak, bizim işimiz bu."

Bunlar böyledir, eğlenmesini bilmezler, bunların düğünlerinde kına yakılırken millet ağlaşır, her bir şeyleri yaslı. Hele karı kısmı anca gizli gizli, kilerden ekmek çalar gibi oynar. Yemeler, sevmeler hep gizli, saklı. Şu güzelim Cenabı Hakkın şaşırıp da bize verdiği gurban olunası hayatı bir suç gibi yaşarlar. Bizler, bize bedavadan verilen tek şeyin kıymetini biliriz, onun için bizde neşe de serbest, yaygara da. ...Çingene karısı doğurduğu çocuğun, meme emzirdiği çocuğun anasıdır. Koyup gittiği çocuğu unutuverir. Bir kendini taşıyacaksın bu hayatta. Karnı tok, sırtı sağlam. Bir de hünerinle neşeni. Hünerin karnını doyurur, neşen de gönlünü hoş tutar. Biz hünere önem veririz. Okumaya hiç kalkışmayız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder