10 Nisan 2016 Pazar

KÖPEKLEŞMENİN TARİHİ / NİHAT GENÇ

Dinsel sarhoşlukla bedenleri zaptü rapt altına alabiliriz ama bu büyük hikayenin arkasına dolandığımızda bedenlerin istediği seks, çılgınlık, erotizm, sapıklı değil, insanoğlunun sonsuz arzusu:maceradır!

Kurt, yeryüzünün tek eğitilemeyen, öğretilemeyen hayvanıdır. İğneyle, uyuşturucuyla da onu evcilleştiremezsiniz. Gelin görün ki, bağımsızlığına kurdu sembol seçmiş bu tarihin siyasi sosyal çürümesi onun ruhunu çoktan köpekleştirdi.

Köylünün yürüyüşü yavaş, düşünüşü ağırdır. Geç karar verir. Başka türlü düşüncelere zor intibak eder. Yabancıyı yadırgar. Durgunluk ve dikkafalılıktan kurtulamaz. Dar görüşlü sofulara çok rağbet eder. Alet kullanma becersisi olağanüstüdür, ancak zihni beceriksizliği had safhadadır. Boş kalıplara, şekilciliğe düşkündür. Gelenekle boş düşünceyi karıştırır. Tasavvur ve hayal dünyası zayıftır. Köylünün din anlayışı da çocuksu, ilkeldir. Yırtıcı hayvan kadar serttir, dini, zihni durgunluk, uyuşukluk içinde karakultuyu, inadı bir halt sanır. Çünkü dinsel beslenmenin en abur cubur olduğu yerdir köy!

Üç kıtada at oynatan toplumu köpekleştiren, iktidarın kölesi yapan iki büyük kurum daha vardır, bunlardan ilki ihsan ve bahşiştir. Bahşiş etkileri günümüze kadar süren en köklü geleneklerimizin başında gelir.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder