12 Nisan 2016 Salı

VAHYİN GÖLGESİNDE KİMLİK İNŞAASI / RAMAZAN KAYAN

Hayatın değeri hayata yüklenen anlama bağlıdır. Kişiyi kıymetli kılan svaunduğu davadır, uğrunda mücadele ettiği ulvi değerlerdir. İnsan shaip olduğu mal, makam ve mülkiyete göre değil, misyona göre seviye kazanacaktır.

Biz yeryüzünde "Allah'ın kaçmışısı" değiliz. Kimseyi zorla zorbalıkla yola getirecek değiliz. Kelimelerimizle muhataplarımızı tokatlamak değil, temsil gücümüzle ikna yollarını arayacağız. 
İzzet,rahat ve rehavette değil harekettedir. Hep yürüyenler onurlu ve ödül kazandı, oturanlar değil. 

Ahlakta kararlılık, kimilerince tutuculuk ve aşırıcılık olarak işlendi. Ahlaki erdemleri yüzünden sade ve temiz kalmaya çalışanlar ilkellik, kendilerini yenileyememekle suçlandılar. 

İstikametten kayma önce kalpte başlar, sonra yaşama yansır. Zikzaklar, çelişkiler, tavizler birbirini kovalar. Artık böylesi bir inhirafı yaşayanlar ne nebevi duruşu, ne de Kur'ani yürüyüşü temsil edemezler. "Alah'ın sınırlarını koruma" hassasiyeti köreldikçe grileşme süreci de hızlanıyor. Yüzlerin döndüğü kıble ile yüreklerin meylettiği kıbleler farklılaşıyor.

Akıl rasyonalizme, bilim pozitivizme, insan hümanizme, hayat hedonizme, kadın feminizme, mülk kapitalizme, birey liberalizme, din laisizme teslim. Çağın insanı korkulara, evhamlara, ideolojilere teslim. Toplum riyaya ve reklama teslim, kadın mutfağa, çocuk sokağa, gençlik meşin yuvarlağa...

Bir başka açıdan baktığımızda çocuklar kreşe, yaşlılar huzur evine, eli iş tutanlar iş yerine teslim. Evler sessiz ve kimsesiz.

İslamın güzelliğine, yüceliğine itiraz yok! Sorun Müslümanların inandırıcı olması, güven vermesidir. Çünkü insanlar öğüt verenleri değil, hakikatı bihakkın yaşayanları arıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder