3 Haziran 2016 Cuma

BİR DEĞİRMENDİR BU DÜNYA / CAHİT ZARİFOĞLU

Televizyon bir şamardır. Hem de kendi hanemizde kendi elimizle suratımıza inen büyük bir şamar. Bize neler yasak, şunlar bunlar. İşte bu yasakları bu haramları televizyon bizim hanemizin içine  getirir, her çeşidini, barını, umuhanesini, meyhanesini ve biz oturur Müslümanlığımızla, karımız kızımızla onu seyrederiz. Ve sonra da deriz ki, nasıl oluyor da mukadderatımız elden giderken, bize vururlarken ses etmez vurana vurmayız.

Biz kendimizi hep doğru yoldan ayrılmamış kabul eder ve dünyanın bir imtihanhane olduğunu hep başkaları için düşünürüz.

"Oku" emri, anlamını bilmeden okumak olmamalıydı. Anlamı kavranmadan okunacak bir şey hayata uygulanmaz, yaşanamazdı.

Hayalperest olmayın. Fakat hayaliniz geniş olsun.

Müslümanın bir tek saniye boş zaman geçirmeye hakkı bulunmadığı bir zamanda kendinize nasıl bir değer biçiyor, maddi ve manevi gücünüzle nasıl bir hedefe bakıyorsunuz?

Modern toplumlarda insan, hasta olmaya, doktor kontrolüne, ilaç kullanmaya istekli kılınmaktadır. Gazetelerin magazin sayfalarında tıp, şarlatanlıklarda ortaya serilip durmakta, bu sayfaların tiryakisi haline gelen insanlar her gün kendilerinde yeni yeni hastalıklar keşfetmektedirler.

Derler ki bir zamanlar bütün hayatını vakfedercesine Yahudi aleyhine, siyonizm aleyhine kitaplar yazan biri Yahudinin adamıyıd. Öyle bir hale getiriyordu ki Yahudiyi, senin kafanda şöyle bir imaj doğuyordu: Yahudi ile asla baş edilmez.

Her şeyi anlayıp anlamadıklarını hiç düşünmeden çocukların yanlarında konuşmaktadırlar. Çocuklar da ana ve babaları gibi, var oluş hikmetini ve yaratıcısını düşünüp bilmedikleri için vitrinlerin anonsuna muhtaçlıkla teslim olmaktadırlar.

Şeytanın şekaveti beş şeyden geldi, bunlardan biri de Rahmet-i İlahi'den umudu kesmektir. (Duriyoğlu Muhammed)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder