20 Haziran 2016 Pazartesi

İSTANBUL / ORHAN PAMUK

Allah'ın yalnız yoksullarla değil, apartmandaki bütün kalabalıkla ilgili olduğunu, en azından durumun kuramsal olarak böyle olması gerektiğini hissederdim biraz, ama bizler ona ihtiyaç duymayacak kadar talihliydik. O canı yananların, çocuklarını okutamayacak kadar yoksul olanların, onun adını ağızlarından hiç eksik etmeyen sokaktaki dilencilerin ve başı darda olan saf ve iyilerin yardımcısıydı. Annem bu yüzden radyo kar fırtınasında yollları kesilmiş uzak köylerden yada bir depremde yersiz yurtsuz kalan yoksullardan söz ederken "Allah onlara yardım etsin!" derdi. Bu söz bu dileğin karşılanmasından çok, halimiz vaktimiz yerinde olduğu için o an hissettiğimiz geçici suçluluk duygusuyla, zorda olanlara pek bir şey yapamamanın verdiği boşluk duygusunu geçiştirmek için kullanılırdı.

Bir çeşit ilkesizlik, siniklik yada imansızlık gibi gözükebilecek bu inanç boşluğuna Atatürkçü Cumhuriyet'in laik heyecanı, tam tersi bir hareketle bir modernlik ve Batılılaşma heyecanı görüntüsü verdiği için, bu manevi tembellik gerekli zamanlarda gururla öne çıkarılan bir idealizm aleviyle şöyle bir parıldayıp sönerdi.

...Bizler yalnız mal mülk sahibi olduğumuz için değil, Batılılaşmış ve "pozitivist" olduğumuz için de hükmetme hakkına sahip olduğumuz bu "cahil" insanların tuhaf itikatlarına fazla bağlanmalarına yalnız kendi çıkarlarımız için değil, memleket çıkarları için de şiddetle karşı çıkmalıydık.

...Sonraki yıllarda beni şaşırtan şey ise, laik ve yarı inançsız Batılılaşmış pek çok İstanbullunun konumlarından dolayı bir suçluluk duymamalarıydı. Dinin hiçbir gereğini yerine getiremedikleri gibi, dinlerine bağlı olanları da -tıpkı aşağı sınıfın sanat ve kültür alışkanlıklarını küçümseyen sözüm ona "modernist" züppeler gibi- sınıfsal nedenlerle küçümseyen bu insanların hepsinin hayatlarının bir döneminde, mesela bir trafik kazası anında yada hastanede yatarlarken Allah'la gizli bir anlaşmaya giriştikleirni hayal etmişimdir hep.

(İstanbul'a olan ilginin iyice azalmaya başladığı dönem) Bu ilgisizliğin nedeni, Batılılaşma ve Atatürk devrimlerinin yasaklamaları sonucu harem, derviş tekkeleri, padişah gibi pek çok turistik unsurun ahşap evlerle birlikte yok olması ve Osmanlı İmparatorluğu'nun yerini Batı'yı taklit eden küçük Türkiye Cumhuriyeti'nin almasıydı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder