6 Haziran 2016 Pazartesi

ÖLÜMÜN DÖRT RENGİ / DÜCANE CÜNDİOĞLU

Masumiyet senin karın değil.
Sen insansın!

Sanatta sanatçıyı görmekten hiç vazgeçmemek. Yaratıcıyı. İnsanı. Eylemde eylemcinin kendisini. Sanatın ihtişamı arkasında saklanan sanatçıyı.

Halkın arasına girmek, halkın içinde yaşamak, halkın ızdırabını yüklenmek demek siyah ölüm.
İnsanın dertleriyle hemhal olmak da nefsi öldürmenin diğer bir adı. 
Kendinden, derviş kibrinden, yalnızlığın keyfinden uzak durmak. Kitlenin içinde bir karınca haline gelmek. Ezilmek. Çiğnenmek. Gürültünün arasında. Hizmet uğruna. Nefsin rağmına. Hira'yı terk etmenin diğer adıdır siyah ölüm. Hakikate ermiş olanın. Ferdin değil, ferdiyetin ölümü.

Şah-ı Nakşibendi'ye sormuşlar, "Efendim, nesebiniz nereye varır?"diye, o da "evladım, kimse neseb ile bir yere varamaz!"demiş.

Kudret sadece yapmaya değil, yapmamaya da muktedir olanın sıfatı.

Korkmak bir sevme tarzıdır, kişi sevdikçe korkar. Kaybetmekten. Onsuz kalmaktan. Terk edilmekten.

İsteklerinin gerçekleşmesi kişiyi kendinden uzaklaştırır. Başarılı her adımında kendisine ihtimamı azalır ademin ve tabi ki etrafına, dostlarına...insana...

Bayezid-i Bestami "Yolun başındayken dört şeyi yanlış biliyordum, sonunda doğrusunu öğrendim"der:
1. Yolun başında ben Hakk'a talibim zannederdim, sonunda anladım ki Hakk bana talib imiş.
2. Yolun başında ben Hakk'ı zikrediyorum zannederdim, sonunda anladım ki Hakk beni zikrediyormuş.
3. Yolun başında benim için iyi olanı seçen yine benim zannederdim, sonunda anladım ki ben hep kötü olanı seçmişim, her defasında benim için iyi olanı seçen O'ymuş.
4. Yolun başında Hakk'a vasıl olmayı isterdim, sonunda anladım ki daha yolun başındayken ben Hakk'a vasıl imişim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder