2 Haziran 2016 Perşembe

İNSANLIĞIN MEDENİYET DESTANI / ROGER GARAUDY

Batı her şeyden önce Avrupa'dır, dünyanın içinde hiçbir zaman büyük bir dinin doğmadığı tek yeri, tek parçasıdır.

Batı'nın tercihi, hesap ve ölçüye dayanarak dünyayı zaptetmek ve tabiata karşı bir fatih edasıyla davranmak şeklinde gelişti. Onuntemel ve kendine has tecrübesi artık "ben tabiata aitim" değil, aksine "tabiat bana aittir" oldu.

Rönesans, bir kültür hadisesi olmaktan daha çok kapitalizmle sömürgeciliğin eş zamanda doğmaları hadisesidir. İkisi de kültür planında git gide Allah'a karşı kayıtsız bir tavır takınan ferdin güç gösterisinin övülüp yüceltilmesini esas alır. İkisi de hikmetten kopraılan bilimi tabiat ve insanlar üzerinde hakimiyet kurma ihtirasının kölesi yapar.

Rönesansla ilahi olanın insanileştirilmesinin yerini artık insanın ilahlaştırılmas alır.

Hristiyanlık Roma boyunduruğu altında belleri bükülmüş halkları bir yangın misali sarıp  kavradığında ve böylece zayıflar bir güç haline geldiklerinde, Roma İmparatoru Konstantin bu güçten yararlanmak maksadıyla Hristiyanlığa girdiğini ilan etti, gerçekte ise ölünceye kadar güneşe tapan ve çok tanrıcılığın tek ruhani lideri olarak kaldı.

Zihnen gelişmiş, bilimsel bilgileri tabiata hakimiyeti bakımından güçlü, fakat gönül ve ruhça gelişmemiş insan, bir hayvanın arzularını tatmin etmek için bir yarı ilahın gücünü kullanan bir çeşit aşağılık şeytandan başkası değildir. (Hint Alim Shri Aurobindo)

Allah'ın bizde bütün yeri işgal etmesi için kendimizde mutlak boşluğu meydana getirmemiz gerekir. (Aziz Jean de la Croix)

Resim, romanla birlikte Rönesans'tan beri Batı'nın ferdiyetçi sanatının en karakteristik ifadesidir. Tablo bir ferdin fertlere yönelik eseridir. Katedral, vitray veya ikonadan farklıdır. Bunlar katılımda bulunan ve ayin yapan bir halka seslenen anonim bir topluluğun eseridir. Bir bireyin eseri olup bireylere hitap eden roman da aynen tablo gibidir. Oysa Gılgamış'tan Ramayana'ya ve Odise'ye kadar destan, içlerinden belki de sadece efsanevi, kolektif bir isimden ibaret olan biri tarafından yazıya geçirilmezden önce anlatıcı kuşakların sözlü geleneğinin eseridir ve bir topluluğa yöneliktir.

Goethe'nin Faust'u "İnsan, bütün yüceliğini aralıksız iş görmekle gösterir"der. Bütün burjuva devrimleri Faustçudur. İngiliz Püritenlerin veya Fransız Jakobenlerin dini "iş" (çalışma) olmuştur.

Batı medeniyeti, insanı üretim ve tüketime, ruhu akla, sonsuzu kemiyete indirger.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder