Tarihin başka ne işi var? Onun tek görevi hatırlatmaktır. Ben tarihi büyük bir koltukta oturmuş, sigarasını içerek insanları ve olayları tekrar tekrar yanına çağıran genel bir memur gibi düşünüyorum.
Asa dedi ki: Yıllar ay gibi gelip geçiyor. Sanki dünya hızını artırdı. Ben cevap verdim. Ne dünya hızını artırdı, ne de yılın süresi değişti. Asıl hızlanan bizim düşüncelerimiz ve arzularımızdır.
Öyleyse yarının insanlarına yazık! Araçların temel unsurlardan soyutladığı insanın ne değeri olabilir? Böyle giderse insan kendisinin yerine aletlerin gördüğü, işittiği, düşündüğü pasif bir varlık haline gelecek, aletler insan özellikleri taşırken insanlar da alet ruhuna sahip olacaklar.
Asa dedi ki: Dikkat ettin mi bir insan düşüncenin basamaklarına tırmanmaya başladığında olaylar ve diğer insanlar ona basit görünür.
Ben dedim ki: Bu doğru. Sadece fikri sahada değil her türlü gelişme ve yükselmede geçerlidir. Bu bir kimse piramitin zirvesine çıkarsa insanlar ona karınca, evler sanki küçük kulübeler, arabalar ise çocukların oyuncakları gibi görünür.
Asa dedi ki: Altının değerinden sarrafın anlaması gibi, olgun insan değerli şeyin ne olduğunu bilir.
Asa dedi ki: Duydun mu? Kahire'nin en meşhur meydanındaki kütüphane meyhaneye dönüştü. Üstelik sahibi de değişmedi. Ona durum sorulduğunda "İnsanlar zihinlerden süzülenleri değil, limondan ve üzümden süzüleni istiyorlar! karşılığını verdi.
...büyük masraflarla yüksek öğretim kurumları kurar, en seçkin gençlere bir süre sonra unutacakları bilgileri ezberletiriz. Oysa öğrenciler için kazanç, her zaman kendileriyle birlikte olacak olan araştırma melekesini kazanmaktır.
Asa dedi ki: Sence bugünkü Mısır'ın yaptığı görkemli binaların uzun yıllar yaşaması mümkün mü?
Ben dedim ki: Mümkün değil. Mısır'da şu anda hiçbir şey uzun yıllar yaşasın diye yapılmıyor. Çünkü içimizde geleceği biçimlendirme ve geleceğe hükmetme düşünceleri yoktur. Hayatımızda sürekli sabit kalan hiçbir değer yoktur. Dolayısıyla binalarımız da diğer işlerimiz gibi ölümü, yıkımı kolay olsun düşüncesiyle yapılmış gibidir. Fikirler değişken, plan ve programlar günlük, ideal düşünceler bir mevsimden fazla yaşamıyor.
Asa dedi ki: İşçilerin hayat seviyesinin yükselmesi için sadece ücretlerin artırılması yeterli mi?
Ben dedim ki: Zannetmiyorum, bugünün rakamlarının öncekilerden yüksek olması bunun delilidir. Fakat yaşama seviyeleri bu oranda yükselmedi. Çünkü işçilerin büyük çoğunluğu paralarını sosyal seviyeyi yükseltmek için kullanmadı, günlük zevklerine göre harcadılar.
Ömrünü mal toplamaya hasreden ve sonuçta yığın yığın mallar meydana getiren bir adamın servetine bakalım. Bu servet oluşurken kişi, kendini yiyecek kurdu içinde büyütmeye başlar. Servet yığınları ani depremlerle yok olurlar. Dalında olgunlaşan bir meyveyi toplayan olmazsa bir kurtçuk onu düşürür ve yere düşen meyve de çürür...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder