25 Ağustos 2015 Salı

DRİNA KÖPRÜSÜ / İVO ANDRİÇ

Mutsuz insanların felaketi bundan ileri gelir. Parlak ve erişilmez olan şeyler bir an için onlara kolayca erişilecekmiş gibi görünür ve bu istek bir kere içlerine yerleşti mi her şeye rağmen ona el uzatanlara getirecekleri felaketlerle tekrar erişilmez bir hale gelir.

Bugünkü kuşaklar daha da çok hayatla değil de hayat üzerine görüşleriyle meşguldü. Bu anlaşılmaz saçma bir şeydi ama böyle idi. Onun için de hayat değerini kaybediyor...kelimelerle harcanıp gidiyordu.

Teknik ilerlemeler dünyada nispi bir yarış, bir çeşit durgunluk, özel bir atmosfer, gerçek olmayan sahte bir hava yarattı, bundan yararlanan bir sınıf halk da, aydın dediklerimiz de dünyaya ve hayata bakışları ve düşünceleriyle eğlenceli bir tembel oyunu oynamak imkanını buldular. Bu içinde egzotik çiçekler yetişen sahte iklimli bir çeşit kış bahçesine benzer. Ama bir yığın canlının üstünde kımıldadığı gerçek ve sağlam temelle. Yani toprakla hiçbir ilgisi olmayan bir fikir bahçesine, bir yığının alın yazısını ve ona belirttiğiniz amaca ulaşması için atılacağı mücadeledeki davranışını tartıştığınızı sanıyorsunuz. Ama gerçekte kafanızda dönen tekerlerin ne bu yığının yaşantısıyla ne de genel olarak hayatla bir ilgisi var. İşte, oyununuzun tehlikeli olduğu nokta da bu. Hem başkaları hem de sizin için tehlikeli olabilir.

Hayatta hiç çalışmamış, bir iş görmemiş olanların sabrı pek çabuk tükenir. Ve her işi kolayca eleştirerek hataya düşerler.

Birlikte geçirilen bir felaket kadar insanları birbirine bağlayan hiçbir şey yoktur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder