Kadınlarla ilgili konulardaki sıralama önceliğini şaire hanımlar yada kadınların okuma-yazma oranı değil, kadın terbiyesi almalıdır. Kadınlarda kusur aranacaksa hedef eğitimsizlikten ziyade ahlaki konumları olmalıdır.
Tanzimat döneminde...tesettürün lüzumu yada lüzümsuzluğunu tartışmaktan ziyade toplumsal hayatta kadının örtüsü ile beraber nasıl olabileceğinin şartları araştırılmıştır.(Ayşenur Kurtoğlu)
Modernleşme süreciyle yeni yeni sosyal hayatta görülmeye başlayan aile fertlerinin akşam sofralarındaki birliktelikleri, yemek sofrasında konuşmak, okumak, müzik dinlemek gibi çeşitli etkinliklerle desteklenir. Bu dönemde aile birlikteliklerinde yapılması tavsiye edilen "aile içi kitap okumaları" uzun süre gündemde kalmış, çok önemsenmiştir. Özellikle kadın ve genç kızların daha fazla roman okuduğu düşünülürse, değişimin gelecek kuşaklara taşınmasının daha da doğrudanlaştığı açıkça görülür. ( Nevin Meriç)
...değişmesi gereken kadınlar değil, erkeklerdir. Kadının fedakarlıktan,uysallıktan vazgeçmesi çözüm değildir. İlişkiler ancak karşılıklı fedakarlıkla, bazı kişisel arzulardan vazgeçebilmekle, karşılıklı uyumla kurulur ve korunur, zaman içinde olgunlaşır, alışır, fazla özveriye de gerek kalmayabilir.
Dava arkadaşları, yoldaşları olan adamların, evlilik içinde onlardan farklı şeyler bekleyen kocalara dönüşmesi, kadın ve erkeğin toplumsal sorgulamalarına neden oldu.(sol kökenli kadınlar)
İbn Arabi, "Bana dünyada üç şey sevdirildi: Kadın, hoş koku, göz aydınlığım namaz"hadisini yorumlarken "sevdirildi" vurgusuna dikkat çekerek, "Allah sevgili peygamberine onu kendisinden uzaklaştıran bir şeyi sevdirir mi? Sadece kendisine daha da yaklaştıran şeyleri sevdirir. O halde kadın insanı Allah'tan uzaklaştırmaz, tersine ona yakınlaştırır." demektir. (Mualla Gülnaz)
Batı, doğuyu doğululaştıran kendini batı diye merkeze koyarken, kendisini bilginin merkezine ve tanımlama konumuna koyar. Ötekileştirmenin yıkıcılığı işte bu noktada başlar. İslamcı kadınlarla ilgili yapılan tüm araştırmalarda meselenin modern/geleneksel, çağdaş/çağ dışı, laik/şeriatçı gibi karşıtlıklar üzerinden ele alındığını görmek mümkündür. (Nazife Şişman)
...müslüman elitler tarafından da kadınlara yönelik "neden prezentabl değilsin?" küçümsemesini getirmiş, çoğu kez de doğrudan başörtüsü yüzünden gizli bir horgörüye muhatap olmuşlardır. Bu zaman zaman ortaya atılan "erkekler için örtünüyorlar" savını da çürüten bir durum. Erkekler için değil, erkeğe rağmen örtünen binlerce kadın var.
Tanımlanmış abartılı annelik pozisyonuyla evde çocukla yalıtılmayı üreten gerekçeler yerine, erkeğin babalığını devreye sokarak anneyi rahatlamak, desteklemek en adil olanı. (Yıldız Ramazanoğlu)
Erkek egemen kültür diyoruz. Böyle bir kültürün kadınların da onayıyla hakim olduğunu unutmayalım.
...ondan yatıştırıcı, uzlaştırıcı bir rol beklenir. Aile ve çocuk için yazsın, metinlerinde görünmesin, görünüyorsa bile görülmek istediği gibi görülsün. (İslamcı kadın yazarlar için) (Cihan Aktaş)
Müslümanlar aslında kadının okumasına değil belki ama, çalışmasına hiç de sıcak bakmazken kadınların kamusal alanda var olmasını savunmanın ötesinde bir söylem geliştiremediler. sorunun başörtüsüyle var olma yada olmama durumuna indirgenmesi ve hep böyle tartışılması biraz da örtünün bu abartık simge değerinden kaynaklandı diye düşünüyorum.
Ahlak deyince her gün yeniden sınana, iç hesaplaşmadan geçirilen hayat değil, kurallar ve ödevler anlaşıldı. Kadın-erkek ilişkileri ve gündelik hayat ilmihal bilgileriyle düzenlemeye kalkışılınca, hayat da konu yada alfabetik fihristli emir-kural ve yasaklardan oluşmuş bir büyük kitaba döndü. Ve kitabına uydurulan her fiil arsız bir haklılık kazandı.
Kadın platformları, dernekler, vakıflar yani kadınları bir araya getiren örgütlenmeler "başörtüsü sorunu" dışında bir gündeme sahip değiller. (Elif H. Toros)
Kamusal alandaki İslamcı erkeklerin tavrı da enteresandır, medyada, tıp dünyasında, hukuk camiasında, memuriyette, hatta sanat dünyasında bile tıpkı siyasi arenada olduğu gibi, İslamcı erkekler, örtülü hanımlara 'kız kardeş' olarak ebedi amatör muamelesi yaparken, örtülü olmayan hanımlara 'takım arkadaşı' şeklinde eşit profesyonel muamelede bulunabilmektedir. (Sibel Eraslan)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder