26 Ağustos 2015 Çarşamba

MAHUR BESTE / AHMET HAMDİ TANPINAR

İstersek bütün ömrümüzü bir dua haline getirebiliriz. Dua ruhun Allah'la karşılaşmasıdır. Bunun için de kendi kendisini idrak etmesi yeter.

En çetin fıkıh meselesini hazırladığım bir fetva ile hallettiğim bir günün sonunda evimin kapısında yanlış yunluş bir Arapça ile dua eden, abani sarıklı kör dilenciye gıpta ettim. Onu Allah'a daha yakın buldum, medresede öğrendiğim tekkede dinlediğim Allah'a değil, fakat içinde yaşadığım bu hayatın bütün yüksek taraflarını, insanlığını, cevherini kendinde toplayan Allah'a.

Karısını kendine üstün buluyor, ezilmemek için elinden geldiği kadar ondan uzak yaşıyordu. Bazen karısını günün birinde biraz daha çirkin ve ihtiyarlamış bulsa daha mesut olacağını sanırdı.

O gece Molla Bey ilk defa olarak, insani zaafın da bir nevi kuvvet olduğunu öğrenmiş, büyük kartal uçuşlarının alıp götürmediği yerlerde sabrın, küçük bir devamlı çalışmanın kanaat ve tevekkülün birtakım şeyler hatta çok iyi şeyler yapabileceğini samimilikle düşünmüştü.

Siz kainatın etrafınızda dönmesini istiyorsunuz. Düşünmüyorsunuz ki hayat sizi mahrekinin dışına atmış.Hayat kimsenin etrafında dönmez, herkesle beraber yürür.

Cahilsin, okur öğrenirsin. Gerisin, ilerlersin. Adam yok, yetiştirirsin, günün birinde meydana çıkıverir. Paran yok, kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır fakat insan bozuldu mu bunun çaresi yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder