1 Eylül 2015 Salı

İSLAMİ YÖNELİŞ / RAŞİD el GANNUŞİ

Felsefe dersleri çoğunlukla Batı toplumlarının psikolojik ve sosyolojik sorunlarını Batı toplumlarının geçirdiği toplumsal ve dini devrimleri ve getirilen çözümleri sunmakla yetinmektedir.

Bugünkü sorunlarımızla uzaktan yakından alakası olmayan bir yığın ölü sorunu öğrencilerimize sunan sözde İslam felsefesi dersinden alacağı bilinç ve anlayışın ne olduğunu düşünebiliyor musunuz? Öğrencilerin Muhammed İkbal, Mevdudi, Ebul Hasan en Nedvi, Hasan el Benna, Seyyid Kutub, Muhammed Kutub ve Malik bin Nebi gibi çağdaş Müslüman düşünürlerden birinin kitaplarına veya en azından bir makalesine vakıf olmadan İslam düşüncesi dersinden anlayacakları fikir ne olabilir?

Bundan sonra Batılı düşünürlerin İslam'ı savunmaları, onu övmeleri yadırganmamalıdır. Çünkü bununla kendilerine yönelen suçlamaları, ithamları yok etmek, İslam'ı ilerici, sosyalist veya demokratik bir din olarak nitelendirmek ve solcu bir İslam'a ve komünist bir Müslüman olmaya çağırmak istemekteler.

Uzun süredir uyuşukluğun barınağı haline gelen cami ve mescitlere canlılıkları tekrar kazandırıldığı takdirde, Allah'ın evleri kültürlü yeni nesiller ve işçiler tarafından imar edilip, camilerdeki hurafe, el ve baş kesmeyi anlatan sözler, yerlerini gerçek İslami bildirilere bırakacak.

Fukaha ve din ulemasının kendilerini sadece ibadet, taharet, necaset ve dua gibi hüküm ve şartlarını açıklamaya bağlaması emperyalist zehirlerin artıklarıdır. İnsanlara İslam gerçeklerini öğretiniz ki, genç nesil Necef zaviyelerindeki alimlerin dini siyasetten ayrı gördüklerini, sadece hayız ve nifas konularını araştırdıklarını ve siyasetle işlerinin olmadıklarını sanmasınlar. (İmam Humeyni)

Bu çağın azgın, zalim firavunun elindeki kitle haberleşme imkanlarının gücü, dünkü firavunun yanındaki sihirbazların gücünden daha büyük ve etkindir.

Ümmetin varlığı, ümmet kültürünü koruduğu müddetçe devleti yıkılsa da bir suskunluk içinde devam edebilir. (Yahudilerin binlerce yıl değerlerini korumakla varlıklarını sürdürmeleri gibi)

Batı uygarlığına yön veren fikirlerin en önemlisi bilim aracılığıyla doğaya egemen olma düşüncesidir. Teknoloji aracılığıyla insana, iktisadi ve askeri güç aracılığıyla da mustazaf halklara egemen olma fikridir. Sömürgecilik, gücü, zevki, refahı putlaştıran ve her türlü insani değeri inkar eden bir uygarlığın zorunlu bir davranışıdır.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder