15 Eylül 2015 Salı

KALIN TÜRK / İSMET ÖZEL

Özellikle Türkiye'deki Müslümanlığımızı 'Russel Paradoksu'na benzetiyorum. Yani bir şey ne ise o değildir, ne değilse odur. Gerçi evet Müslümanız diyoruz ama bizi Müslüman olarak ortaya çıkaran şeyler, genellikle Müslüman olmamaklığımız suretiyle edindiğimiz özellikler.

Doğu Bloku bir efsaneydi ve o efsaneyi üretenler tarafından bertaraf edildi. Bizden böyle efsanelere inanmamızı istiyorlar. Birileri diyor ki "Bundan sonra Batı'nın düşmanları olacaktır. Bu düşmanlar medeniyetlerdir. Bu medeniyetlerden biri belki de başlıcası İslam medeniyeti olacaktır."

XIX. asırdan itibaren dünyadaki bütün kültürler Batı medeniyeti tarafından darbeye maruz bırakılmış, güdükleştirilmiş, üreme organları kesilmiş kültürlerdir. Kültürler arasındaki farklar ne gerçektir, ne de Huntington'ın dediği gibi temellidir.

Polonyalıların ' Sosyalizm' tarifi: "Sosyalizm, kapitalizmden kapitalizme gitmek için aşılan uzun, zahmetli ve eziyetli bir yoldur."

Sovyet Bloku'nun yıkılmasıyla birlikte Türkiye'nin Türki Cumhuriyetlerle bağlantı kurması meselesi. Bu bence doğrudan doğruya Türkiye'nin kendi kaynaklarını heba etmesi için Batı'nın bizi sürüklediği bir tezdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder