1 Eylül 2015 Salı

HANGİ BATI / ATTİLA İLHAN

Türk köylüsünü adam gibi yaşatmanın yolu, ona jandarma zoruyla okuma yazma öğretmeye kalkışmak değil, adam gibi yaşatacak endüstri koşullarını yaratmaktır. Okuma yazma zaten ardından gelir.

Lisede Sophokles okuduk, Klasik Türk Sanat Musikisine sövmeyi, Divan şiirini hor görmeyi, buna karşılık devletin yayınladığı kötü çevrilmiş Batı klasiklerine körü körüne hayranlık göstermeyi öğrendik. Sanki Sinan, Leonardo'dan önemsiz, Mevlana Dante'den küçüktü, Itri ise Bach'ın eline su dökemezdi.

Sömürgeci bu, sömürdüğü ülkeyi uygarlaştırıyorum der, bunu o ülkeye kendi kültürünü ve teknolojisini aşılayarak yapar, öyle ki sen bağımsızlığını elde ettiğin anda birdenbire ekonomik ve kültürel olarak kıyamete kadar ona bağlanmış olduğunu fark edersin. (Senegalli Diplomat)

Her şey ama her şey Doğuda kötü, Batıda iyi. Onlar nasıl yapıyorsa biz de öyle yapmalıyız ki adam olalım. Oysa elin Japon'u çıkmış, hiçbir şeyini değiştirmeden, sadece ekonomik ve teknolojik gelişme sürecini kendi yapısında yaratarak Batı düzeyini yakalamış, dibini kurcalayan yok. Biz ha babam Batı müziği dinliyor, çeviri roman okuyor Batılı gibi giyiniyor bir türlü Batılı olamıyoruz. Adamlar Japon gibi yazıyor, Japon gibi yaşıyor, ölüyor ama Batıyı geçiyorlar. Japon'un yaptığını biz yapamamışız, bizim yaptığımızı Afrika'daki eski Fransız ve İngiliz sömürgeleri de yapmışlar ama onlar da Batılı olamamış.

Ahmak hayran olur, bağlanır, çünkü anlamaz, zeki kuşkulanır, dibini karıştırır, çünkü anlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder