Bildiğimiz gibi dünyanın en gelişmiş bilgisayarının beyni
bir karıncanın beyni kadar sofistike değildir. Burada karınca yerine
akrabalarımızın büyük bir çoğunluğunu da örnek verebiliriz ama neyse zaten
onlara da aile düğünleri ve bazı özel durumlar zorunda katlanmak zorunda
değiliz.
2000 yılından sonra böyle giderse…petrol de azalıp karneye
bağlanacak, her arabaya ancak birkaç cm geriye gitmeye yetecek kadar benzin
verilecek. Biz ise bu sorunlarla yüzleşmek yerin seks, uyuşturucular gibi kaçış
yollarına eğilim gösteriyoruz.
Hiç kimse bize sevmeyi öğretmedi. Ruhsal inanç yokluğu
çekiyoruz. Evrenin ortasında acı çekmeye bırakılmış gibiyiz.
Modern biyoloji: Vücut nasıl davranır, genellikle nerelerde
bulunur? Bu arada insan kanı incelenir ve neden onun bir insanın damarlarında
dolaşabilecek en iyi madde olduğu tartışılır. Burada bir kurbağa kesilir ve
sindirim sistemi insanınkiyle karşılaştırılır. Bundan önce kurbağanın bir güzel
salçalandığını belirtmeye gerek yok galiba!
Hızlı okuma: Bu kurs süresince okuma hızı gittikçe artar ve
kurs sonunda öğrencilerden Karamazov Kardeşleri on beş dakikada okumaları
istenir. Burada yöntem, bir sayfayı önce taramak ve zamirler dışında her şeyi
atmaktır. Daha sonra zamirler de atılır. Öğrenciler uyur. Kurbağalar incelenir,
bahar gelir, insanlar evlenir ve ölürler. Pinkerton geri dönmez.
Düşünüyorum öyleyse varım diyen Kartezyen vecizesi şu
biçimde daha iyi özetlenebilirdi. Heey şuradaki saksafonlu kadın Edna değil mi?
öyleyse bir özü yada bir düşünceyi bilmek için ondan şüphe etmeliyiz, böylece
ondan şüphe ederek son durumunda içerdiği özelliklere ulaşırız ki, bu
özellikler şeyin kendisi içindedirler yada bazı şeylerdirler yada hiçbir şey
değildirler. Bu durum bu kadar açık olduğuna göre şimdilik epistemolojiyi bir
kenara bırakalım.
Evren tanrının zihninde var olan yalnızca sonsuz bir
düşüncedir ve bu da insanı rahatsız eder. Özellikle yeni aldığınız bir
evin parasını peşin ödediyseniz.
Oruç tutmanın büyük bir aptallık olduğunu belirtmektedir. Özellikle
de boş mideyle. İnsan kendi kendini mutlu edemez, acı tanrının isteğiyle
oluşur, hele kıçımıza tekmeyi indirdiği zaman.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder