11 Temmuz 2015 Cumartesi

FİL YAZILARI / SİBEL ERASLAN

Filleri en iyi Hintliler eğitirlermiş (Beni de dekanlar ve savcılar, bir de sağolsun Türk medyası eğitti). İlk önce yollara fillerin içine düşebileceği kuyular açılırmış sonra da üzeri yapraklarla örtülerek gizlenen kuyulara düşürülürmüş filler. Çoluk çocuk, nöbetleşe gece gündüz fili uyutmamak için o daracık kapanın içinde orasına burasına bıçak sokup küçük yaralar açarlar, fil kükreyip tepindikçe de kamçılar, kırbaçlar, gözlerine ve yaralarına tuzlar basarlarmış. Fil öğrensin diye. Sahibinin, efendisinin kim olduğunu öğrensin diye.
Yedi gün sonra yabani ve özgür filden geriye sahibini tanıyan ve ona sorgusuz sualsiz itaat eden koca bir suret kalırmış.
Filler ormanın en güçlü hayvanıdır, açlığa, susuzluğa ve yüke en fazla dayanan, kendilerine hiçbir yırtıcı hayvanın da ilişemeyeceği kadar cesur ama efendilerine en fazla itaatkar varlıklardır. Yalnız dikkat edin hiç unutmazlar ve kindardırlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder