11 Temmuz 2015 Cumartesi

ÖLÜMCÜL KİMLİKLER / AMIN MAALOUF

Lübnanlı bir Hristiyan Lübnanlı bir Müslümandan farklıysa, ben birbirinin aynısı iki Lübnanlı Hristiyan tanımıyorum, ne de iki Müslüman...

Sağduyu sahibi insanlar geldikleri ülkenin ne bomboş bir sayfa, ne de sonuna gelinmiş bir sayfa olmadığını, yazılmaya devam etmekte olan bir sayfa olduğunu bilerek açık bir anlaşma zeminine ilerleyecektir.

Afganistan'daki Taliban'ın İslamiyetle hiçbir ilgisi olmadığını, Pol Pot'un Marxizm ile, Pinochet rejiminin Hristiyanlıkla hiçbir ilgisi olmadığını hangi hakla ileri sürebilirim?

İstenildiği kadar kutsal kitaplara dalınsın, meallere bakılsın, gerekçeler toplansın, daima farklı birbiriyle çelişen yorumlar olacaktır. Aynı kitaplara dayanarak köleliği içinize sindirebilir yada mahkum edebilir, ikonları yüceltebilir yada ateşe atabilirsiniz, şarabı haram kılabilir yada hoş görebilirsiniz.

İslam tarihinde daha başlangıçtan itibaren ötekiyle yan yana yaşama konusunda dikkate değer bir yatkınlık görülür.

Öyle ki, Müslümanlar Dünyası yüzyıllar boyunca özgürlüğün öncülüğünü yaparken, kendini geride buldu.

Dinamik toplumlar, yenilikçi, yaratıcı bir İslamda yansırlar, oldukları yerde kalan toplumlar durağan, en küçük değişime bile isyan eden bir İslamda yansırlar.

Kitle iletişim araçları konusunda da aynı yoksunluk ileri sürülebilir. İnsan kimi zaman bu kadar gazete, radyo, televizyonla binlerce farklı görüş duyacağı hayaline kapılıyor. Sonra bakıyor ki, durum bunun tam tersi, bu megafonların gücü o anın hakim görüşünü genişletip yaymaktan başka işe yaramıyor, o kadar ki, başka hiçbir ses duyulmaz oluyor.

Biz kendimize istediğimiz kadar Hristiyan, yada Müslüman yada Musevi, Budist, Hindu diyelim, öteki dünyaya dair görüşümüzün beş yüz yıl önce yaşamış olan din kardeşlerimizinkiyle artık hiçbir ilgisi kalmamıştır. Eğer bugünkü davranışlarımızla onların arasında yaşayacak olsaydık, hepimiz zındıklıktan , zinadan, sapkınlıktan yada büyücülükten sokaklarda taşlanırdık.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder