8 Temmuz 2015 Çarşamba

İSLAMİ MÜCADELEDE BİLGİNİN GÜCÜ / CEVDET SAİD

Okumak gibi haddi aşmayı öğreten yanlışı düzelten ve gelecek seviyeleri gösteren başka hiçbir şey yoktur. Okumaya iyice dalmak bize neyi okuyup neyi okumayacağımızı da gösterir.

Dış varlığın her topluma göre bir hakikati vardır. Fakat insanların onu düşünmesi, insanlara göre farklılık arz eder, herkes fikri birikimine göre konuya bakar. Bu durum insanı fotoğraf makinesi ve teypten ayırıp çağların geçmesiyle onları, eşyayı anlayıp algılamada farklılaştırır.

Sağlıklı bir çocuğun ayağının sürçmesi, topal birisinin düşmesi gibi değildir.

Peygamberin hayatıyla ilgili toplantılarda benzer mucizelerle ilgili hadisleri ısrarla zikrediyor, yemeğin ve suyun çoğalması, taşın konuşması...gibi mucizeleri tekrarlayıp duruyorlar. Ancak bunu yaparken Kur'an'ın dünyaya tanıttığı ilmi, afaki ve enfüsi çağdan habersiz bulunuyorlar.

-Ey çocuk ahmak olduğun halde yüz bin dinara sahip olmak hoşuna gider miydi?
-Vallahi hayır! Ahmaklık benim yüz bin dinarımı zayi eder ve ahmak olarak kalırım.

Bütün dünya ülkeleri ve toplumun aileleri, okuma-yazma öğrensin diye çocuklarını okula göndermeye büyük önem veriyor. Fakat ne okunacağını yazmak için bu yetkinliği elde edecek olanlar ve okumak için hazırlanmış olan kimseler neredeler? İşte peygamberlik görevinin mirası bu noktada gizlidir.

Doksandokuz koyunu olan, bir koyunu olanın koyunu da yağmalayıp kendi koyunlarına katmayı bir ihtiyaç olarak görür.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder