Gözlerinle gördüğüne inanma, gördüklerin yalnızca sınırlı
olandır. Sezginle bak. Öğrendiklerinin bilincine varmaya çalış. Böylece uçuşun
yolunu da öğreneceksin.
Bir kuşu özgür olduğuna inanmak neden dünyanın en zor
işidir. Biraz çalışıp çabalasalardı, kendi özgürlüklerini görürlerdi, neden
böyle güçlük çekiyoruz?
Cennet ne bir yerdir, ne de zaman. Cennet yetkinliğe
ulaşmanın ta kendisidir.
Uçmak bir martının en doğal hakkıdır. Özgürlük ise varoluşun
bir parçasıdır. Boş inançlar olsun, özgelenekler olsun, özgürlüğü kısıtlayan ne
varsa kaldırıp atmak gerek.
En yüksekten uçan martı, en uzağı görendir.
Uzun süre geldiği dünyayı özlemedi Jonathan. Çünkü o dünya
yaşama sevincine gözlerini kapayanların, kanatlarını yalnızca yiyecek bulmak
için kullananların dünyasıydı.
Eğer dostluğumuz zaman ve uzaklıkla sınırlıysa, o yok
demektir. Zaman ve uzaklıkla sınırlı olmayanı yaşıyoruz iz. Uzaklığı yenince
hep aynı yerdeyiz, zamanı yenince hep aynı anın içindeyiz. Böylece her an için
birlikte olacağımızı düşünmedin mi?
Düşüncelerinize vurulan zinciri koparın, o zaman bedeninizin
de özgürlüğe kavuştuğunu göreceksiniz.
Fletcher’e bakın! Lowel, Charles roland, Judy Lee! Onlar da
mı ayrıcalıklı kuşlar? Ne sizlerden ne de benden fazla bir şeyleri yok. Tek
fark şudur ki, onlar ne olduklarının bilincine vardılar ve bunu yaşamaya
başladılar.
Kin ve kötülüğü elbette sevmezsin. Her martıda gerçek
martıyı görmeye çalışmalı, her birinin içindeki iyiyi bulup çıkarmalı ve bunu
onlara da göstermelisin. Gerçek sevgi budur işte. Onu bir kez tattın mı
vazgeçemezsin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder